İş Dünyasının Yeni Rüzgârı: Mindfulness

Zeynep Güngör, Çağdaş Kılıç, & Seyit Can Bahar |


Mindfulness kelimesiyle aslında hepimiz hayatımızın bir noktasında karşılaşmışızdır. Peki nedir bu mindfulness? En basit anlamıyla şimdiki zaman/bilinçli farkındalılık demek. Anda gerçekleşen duygu, düşünce ve olayları, yargılayıcı olmayan, nazik bir dikkat ile izleyebilme becerisi. Araştırmalar mindful (bilinç sahibi) olan bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olarak daha sağlıklı olduğunu gösteriyor. Fiziksel ve ruhsal sağlığın ötesinde, iş yerindeki pozitif etkileri de göz ardı edilemez derecede çok. Buna rağmen günümüz organizasyonları oto pilotta faaliyet göstermeyi desteklemeye devam etmekte. Bugünkü yazımızda hep beraber mindfulness kavramına, ölçek ve boyutlarına, iş yerindeki pozitif etkilerine ve mindfulness’ı arttırmaya yönelik uygulamalara göz atacağız!

“Mindfulness” kavramı

Ne olduğunu daha detaylı açıklamadan önce, size nasıl bir deneyim olduğunu göstermek istiyoruz! Eminim çoğumuz her gün en az bir tane kahve içiyoruz. Peki bugüne kadar kaç kez kahvemizi beş duyumuzun hepsiyle hissederek yudumladık? Kahveden burnumuza ulaşan aromayı içimize çektik mi? Peki ya ağzımızda yarattığı sıcaklığı veya dilimizde oluşturduğu tadı fark ettik mi? Yoksa bu sırada yetişmesi gereken işlerimizle mi uğraşıyorduk? Aslında mindful olma hali tam olarak da bu; yaptığımız her ne ise onunla bir olmak! Her anımızı tüm duyularımızla deneyimlemek/hissetmek. Mindfulness, kişinin bedenen ve zihnen şimdiki zamanda olması demektir. Mindful olma hali bize ne katacak dediğinizi duyar gibiyiz. Araştırmalar mindful olma halinin, davranışsal düzenlemedeki rolü ile iş verimliliğini arttırabileceğini öne sürüyor: Günümüzün dinamik ve karmaşık çalışma ortamlarında mindfulness’ın özellikle önemli olacağını gösteriyor.

Mindfulness’da Bireysel Farklılıklar

Mindfulness aslen meditasyon veya çeşitli eğitimler ile elde edilebilen bir bilinç durumu (state) olarak kavramsallaştırılmış olmasına rağmen, araştırmalar mindful olma halinin kişiden kişiye değişiklik gösterdiğini belirtiyor. Mindfulness’ın kaygılılık ve olumsuz duygu durumu ile negatif, sorumluluk ile ise pozitif bir korelasyona sahip olduğu gözlemlenmiş. Bu korelasyonlar mindfulness’ın geçici bir zihin durumundan ziyade farkında olunmadan edinilmiş bir kişilik özelliği (trait) olduğunu ortaya koyuyor.

Mindfulness Ölçek ve Boyutları

 Mindfulness Attention and Awareness Scale (MAAS); Toronto Mindfulness Scales (TMS); ve The Five Facet Mindfulness Questionnaire (FFMQ) yaygın kullanılan mindfulness ölçeklerinden bazıları. Kompleks bir kavram olan mindfulness’ın birden fazla boyutu bulunuyor. Geliştirilen çeşitli ölçekler genelde dört boyutu göz önünde bulunduruyor. Gelin hep birlikte mindfulness’ın dört boyutuna göz atalım.

  1. Kabul etme:[1]>Mindfulness, anın farkındalığını yargılamadan kabul etmeyi hedefler. Duygular iyi de olsa rahatsız edici de olsa hoş karşılanmalı ve kabullenilmelidir. Bu sayede, farkındalık öznel olmaktan çıkıyor ve objektif bir hal alıyor.
  2. Gözlem/Dikkat[2]: Bireylerin düşüncelerine, duygularına ve tepkilerine ne kadar dikkat ettiğini ifade eder. Tercihen, dikkat yargısız olmalı ve kendiliğinden gerçekleşmelidir.
  3. Tanımlayıcılık[3]: Bireylerin duygularını veya reaksiyonlarını nasıl tanımladığı ile ilgilenir. Tanımların yargılayıcı olmayan bir şekilde yapılması beklenir.
  4. Sağduyu/İhtiyat[4]: Bireyler farkındalık ile hareket ederken, bir karara varmadan önce mevcut durumu dikkatle değ Yani sağduyu/ihtiyat aslında oto pilot halinde çalışmanın tam tersidir.

İş Yerinde Mindfulness

 Peki bütün bunların iş dünyası ile ilgisi nedir? “Çalışanlar her şirketin kalbi ve ruhudur” denir; gerçekten de öyle. Mutlu ve motive olmuş insanlar çalıştıkları şirketlere değer katarlar. Eğer çalışanlar kendi streslerini yönetebilir ve tepkisel olmak yerine tarafsız kalıp iş yerinde gelişen süreçleri yargılayıcı olmayan bir dikkat ile gözlemleyebilirlerse, çok daha başarılı olurlar ve tatmin hissi yasarlar. İş yerinde mindfulness üzerine yapılan araştırmalar da bu söylediklerimizi desteklemekte. İşte mindful olma halinin kurumlardaki pozitif yansımaları:

  • Performansta artış,
  • Duygusal zekada gelişim,
  • Daha etkili iletişim ve iş birliği kurma,
  • Strese karşı dayanıklılık,
  • Stres ve duygularını yönetme becerilerinde artış,
  • Zorluklara karşı artan esneklik,
  • Daha etik karar verme becerisi,
  • Tükenmişlik algılarında azalma,
  • İş ile ilgili kaza oranlarında azalma,
  • Yaratıcılığın kapılarını açma.

Akıllardan çıkarmamak gerek ki mindful olma halinin iş performansı üzerindeki pozitif etkileri genelde dinamik görevler ve işinde uzman olan kişiler için geçerli. Statik görevler ve işe yeni başlamış bireyler için ise mindfulness performansa zarar verebiliyor. Bu nedenle mindfulness iş yerlerinde uygulanırken bu unsurlar mutlaka göz önünde bulundurulmalı!

Peki mindful olma halini iş yerlerinde nasıl arttırabiliriz? Toplantılardan önce katılımcıların düşüncelerini toplamaları için ‘geçiş zamanı’ yaratmak veya bireyleri, beden ve zihinsel durumlularının farkında olduğu kısa süreli sessizlik zamanlarına teşvik etmek olumlu bir çalışma ortamı oluşturmak için yararlı müdahalelerden bazıları. Peki iş yerindeki stresi azaltmak için en çok tercih edilen uygulamalar neler?

  • Mindfulness Temelli Stres Azaltma[5](MBSR)
  • Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi[6](MBCT)
  • Diyalektik Davranış Terapisi[7](DBT)
  • Kabul ve Kararlılık Terapisi[8](ACT)

Mindfulness temelli uygulamaların ana hedefi farkındalık eğitimi ile bilinçliliğin geliştirilmesidir. Ne yazık ki her eğitim/terapide olduğu gibi bu uygulamalar da örgütsel ortamlarda bazı engellerle karşı karşıya kalabiliyor. Öncellikle, eğitimi yaptıracak rehberin titizlikle eğitilmiş olması gerekmekte; fakat böyle bir eğitmen/rehber bulmak organizasyonlar için pahalıya mal olabiliyor. Ayrıca bu yoğun iş temposunda, haftalık bazda uygulanması gereken meditasyon seansları için zaman yaratmak külfet gibi gelebilir. Potansiyel dezavantajlarına rağmen, mindful olma halinin strese karşı dayanıklılık kazandırdığı aşikâr. Bu nedenle mindfulness temelli uygulamalar denemeye değer.

Araştırmalar, mindfulness’ın boyutlarının kişisel ve mesleki sonuçları farklı şekilde etkilediğini göstermiş. Örneğin, iş stresi, dikkat ve ihtiyatlılık boyutları arasında önemli farklılıklar bulunmuş. İş stresi ve dikkat boyutu arasındaki korelasyon negatif iken, ihtiyatlılık boyutu ve iş stresi arasındaki korelasyonun pozitif olduğu gözlemlenmiş. Boyutlar arasındaki farklılıkların mekanizmaları ise henüz belirsiz. Daha iyi sonuçlar almak için, belirlenen kişisel veya mesleki hedeflere göre boyutlar arasındaki farklılıkları göz önünde bulundurmak gerekebilir.

Bahsettiğimiz gibi araştırmalar, iş stresi yaşayan bireylerin tükenmişlik yaşama ve işlerini bırakma olasılıklarının yüksek olduğunu söylüyor. Bu da organizasyonları negatif yönde etkiliyor. Mindfulness’ın organizasyonlara ve çalışanlara katkıları çok. Çalışanların şimdiki zamana odaklanmaları iş yeri davranışlarını ve performansını anlama ve tahmin etmede önemli bir yere sahip. Siz de iş yerinizde mindfulness’a bir şans verin ve olumlu sonuçlarını kendi gözlerinizle görün deriz!

 

Kaynakça

Blog aşağıdaki kitap bölümünün özetini içermektedir.

Mesmer-Magnus, J., Prescott, B., & Viswesvaran, C. (2018). Alternative Work Arrangements. In Ones, D. S., Anderson, N., Viswesvaran, C., & Sinangil, H. K. (Eds.). The SAGE Handbook of Industrial, Work & Organizational Psychology, 1v: Personnel Psychology and Employee Performance; Organizational Psychology; Managerial Psychology and Organizational Approaches. (pp. 586-603). SAGE Publications.

 

Notlar:

[1]Acceptance

[2]Observance

[3]Descriptive

[4]Prudence

[5]Mindfulness-Based Stress Reduction (MBSR)

[6]Mindfulness-Based Cognitive Therapy (MBCT)

[7]Dialectical-Behavior Therapy (DBT)

[8]Acceptance and Commitment Therapy (ACT)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to top